Selami Efendi Tekkesi

Eyüp'te, Nazır Ağa Çeşmesi Sokağı üzerindedir. Nişancılar Meydanı'ndan gelindiğine göre, yokuş olan bu yolun ortalannda ve sağ taraftadır. Güzel bir manzume olan bu tekkenin semahanesi, derviş evi, şeyh evi, mutfak, pek harap bir su haznesi ve perişan haziresi elan mevcuttur.

Avlu kapısı yola nazaran çukurdadır. Sokak kapısından bir merdivenle dış avluya girilir. Kapı üzerinde, dış ve iç tarafında kelime-i tevhid hak edilmiştir. Tarih yoktur. Merdivenin solunda türbedar odası kapısı, karşı tarafında ise üç katlı Dedegân Evi'nin kapısı bulunmaktadır. Bu uzunca avlunun orta tarafında, iç avluya açılan, iki tarafında kalın tuğla ayakları olan bir kapı bulunmaktadır. Kapının karşısında, yeni baştan restore edilmekte olan semâhâne vardır. Üst pencereleri renkli camlarla süslenmiş, geniş saçaklı, ahşap güzel bir yapıdır.

Semahaneye geniş, büyük bir kapıdan girilir. Kapının iki yanında yüksek pencereler vardır. Tek katlı semahanenin tavanını, daire şeklinde dizilmiş on ahşap sütun taşımaktadır. Bu orta yerin iki tarafında da, ayrıca ahşap sütunlar vardır. İçten kubbeli olup Galata Mevlevihanesi semahanesini andırmaktadır.

Zemini malta taşı döşeli avlunun ortasında bir vazoyu andıran mermer, zarif bir şadırvan vardır. Dört yüzlü olup köşeleri pahlıdır. Alt tarafı ince olup ufak bir havuzun içine oturtulmuştur. Kitabesi dört yüzünde de devam etmekte olup şudur:

Kethüdâ-yı Sadr-ı âli menba'-ı cûd ü kerem

Yâ'ni İbrahim Nesim ol-zat-ı Mahmud'ül-hisâl

Hasbeten Lillâh kıldı bu dergâhı bina

Tâ ola bi-nev' feyz ü mecma'-i sehab-ı hâl

İnzimâm-ı efsal'ül-a'mhal saki ol mâi ile

Hayrın itmam itdi râh-ı Hakk'de ber vech-i kemâl

İç imâmeyn aşkına bu âb-ı şadirvândan

şir-i mâdâr gibi âşık camına olsun helâl

Havz-ı kevserdir ki lezzet bahş ve râh-ı rûhdur

Pişigâh-ı Ka'bet'ül-Uşşâk'da Zemzem misâl

Kalb-i âşık gibi gerd-i masivâdan pâk ü sâf

Güyiya âyinedir kim görünür Nür-ı Cemâl

Sâlik-i Hakdır ki kılmış Nakşibend Dergâhı 'na

Dem-be-dem kalbde câri lafza-i ism-i Celâl

Nûş idüb bir cerr-i ayn Râzî didinı târihini

Tekyei Dar'üs-Selâme sürüp yüz mâi zülâl

Tarih yokturl

Tekke, Arabacı-Zâde İbrahim Nesim Efendi tarafından, Şeyh Selâmi Efendi için, 1213 seferinin dördünde (18 Temmuz 1798) Sadaret Kethüdası olduğu sırada yaptırmıştır. Kendisi, Hotin Serhaddin'de bir cami imamının oğludur. Babasının vefatından sonra Hotin Arabacı Basısı Mehmed Ağa, annesinin babası olmağla onun yanında ter-biye görmesiyle Arabacı-Zâde şöhretini almıştır. 1184 (1770)'de annesi ile İstanbula gelmiş 1189 (1775)'de sadaret Mektûbi Odası'na dahil oldu. Gayet becerikli olmağla 1203 (1788)'de Ordu çıkışında Hacı İbrahim Efendiye mühürdar oldu. Bir müddet sonra Sadaret Mektubcusu ser halifesi olup 1209 (1794)'de Mektubcu oldu. 1213 seferinin dördünde (18 Temmuz 1798) sadaret kethüdası olup 15 Nisanda Rikab-ı Hümâyun Kethüdası oldu. Ordunun dönüşünden sonra 1218 (1803)'de 2. defa Sadaret Kethüdası oldu. Sonra ilaveten Beyhan Sultan kethüdası olup bu vesile ile bazen padişahın huzuruna çıkma şerefine mazhar olmakta idi. 1211 recebinin 23 (Ekim 1806)'de memuriyetinden ayrıldıysa da manen müsteşar ve makbul idi. Rusya seferi çıkınca mühimmat nazırı olup çalışırken Musa Paşa'nın fesadına uğrayarak 1222 R. evvelinde (mayıs 1807) Etmeydanı'nda şehid edildi. Aksaray'da Tevekkül Hamamı civarında defn edilmiştir. Devlet işlerine vakıf, seri anlayışlı, hayır sahibi ve zengin idi.

Avlunun sağ tarafında üç katlı Şeyh Evi, mutfak ve ince tuğladan yapılmış uzun bacası ve bunun arka tarafında ufak hazire ve onun yanında ise bir yüzü sokağın üzerinde olan su haznesi bulunmaktadır. Sol tarafta ise iki katlı Dedegân odaları vardır. Arkadan iki katlı olan bu büyük yapının avlu tarafı tek katlıdır. Saçaklı, zarif, büyük pencereli bir son asır yapısıdır. Avluya açılan bir kapıdan semahanenin kadınlar mahfeline girilmektedir. Arka tarafında, iki sütun üzerine oturtulmuş bir cihannümâsı vardır. Selami Tekkesi geniş bir alana yayılmış olup bahçesi, kademeli bir şekilde, alt taraftaki Gül Suyu Sokağına kadar uzanmaktadır.

Tekke, ayin günü pazar olan bir nakşibendi dergahı idi. Tekkenin şeyhleri şunlardır:

1- Şeyh Seyyid Mustafa Selami Efendi, İzmirli Şeyh Seyyid İsmail Efendinin oğlu olup Nakşibendi şeyhi idi. Si. Osm. göre iyi bir şair olan Selâmi Efendi siyahiden idi. 1228 (1813) tarihinde vefat etmiştir.

"şıkan-ı meşâyih-i Nakşibendiyye'den bir zat" idi. Divânında, babasının 1200 (1785) tarihinde İzmir'de bir tekke yaptırdığı yazılıdır. Divânı matbu olun bir de Mevlid manzumesi vardır. şevk-i turab makamında bestelenen na't-ı nebevisi çok meşhurdur.

Kabri, fevkani olan semahanenin altında ve ahşap döşemeyi taşıyan kalın sütunlar arasındadır. Kıble tarafındaki demir kapıdan içeri girilir. Kabirler hemen sol taraftadır. Selâmi Efendi kabrinin etrafı taşlarla çevrilmiş olup baş tarafına bir sütun ve bunun üzerine de bir tarikat sikkesi oturtulmuştur. Bunun yanında ayrıca üç toprak kabir ve Şeyh Müştak Efendi'nin kızına ait kırık, küçük bir şahide vardır. Diğerlerinin şahidesi veya kitabesi yoktur. Türbe kapısının üstünde tevhidhânenin dışa taşmalı mihrab çıkıntısı bulunmaktadır.

2- Bitlisi Şeyh Mustafa Müşkat Efendi. Kadiri şeyhi olup Bitlis'ten İstanbula gelip bu tekkenin şeyhi oldu. Sonra memleketine döndü. Orada, 1247 (1831) tarihinde şehid edildi. Ermiş bir zat olup divânı vardır. Birçok müridi vardı. İzmir Valisi Osman Paşa bunlardan biri idi. Paşa'nın kabri, Beykoz'da Çakmak Dede Mezarlığı'ndadır.

Bitlisi Mustafa Müştak Efendi, 1789, 1810 ve 1814 tarihlerinde olmak üzere üç defa İstanbula gelmiştir. İstanbulda iken bu tekkenin meşihati vekaletinde bulunmuş ve Selâmi Efendi'nin vefatından sonra asaleten şeyh olduğu gibi onun eşi ile de evlenmiştir. Bu hanımdan bir kızı dünyaya gelmişse de küçük yaşta vefat etmiştir. Kabri, tevhid-hânenin altındadır.

Daha sonra Muş'a gitmiş ve orada Yezidiler tarafından boğularak öldürülmüştür. Muş mezarlığındaki kabri ziyaretgâhdır. Oğlu ve halifesi eş-Şeyh elhac İbrahim Edhem Efendi'dir. Halifelerinden Sa'dullah Efendi, İstanbulda, Etyemez'de Gümüşbaba Tekkesi'ne şeyh olmuştur. Diğer halifesi, Musullu Baba, Haseki'de Paşmak-ı şerif Dergâhı şeyhi idi. Mehmed Celal ve Ahmed Cemal Paşalar hulefâsından olup Ahmed Muhlis Paşa da damadı idi.

Z. 1234 (Eylül 1819) tarihli bir hükümle "bazı işlerini tasfiye için İstanbula gelmiş olan Şeyh Müştak, altı dervişiyle Bitlis'teki tekkesine gideceğinden yollarda menzil beygiri ve yiyecek verilerek müreffehen gitmesine yardımcı olunması" emredilmiştir.

3- Şeyh Mustafa Selâmi Efendi'nin oğlu ve Şeyh Bekar Bey'in halifesi Rıfai şeyhi Seyyid Mehmed Bahaüddin Nadi Efendi. 1227 (1812)'de doğmuş ve 1296 (1879) tarihinde de vefat etmiştir. Kabri, samâhânenin altındadır.

4-Şeyh Mehmed Bahaüddin Efendi'nin oğlu Şeyh Mustafa Selâmi Naci Efendi. 1263 (1847) doğumlu olup, 19 C. evvel 1327 (12 Haziran 1909) tarihinde vefat etti. Kabri, babasının yanındadır.

5- Şeyh Mehmed Kâzım Bey, Kabri, semahanenin altında olup vefat tarihi belli değildir. Rıfai şeyhi idi.

6- Şeyh Ali Muhsin Bey. Tekkenin son şeyhidir. İ. H. Uzunçarşılı, Bekar Bey Tekkesi şeyhi İhsan Bey'in, Selâmi Tekkesi şeyhi Kâzım Bey'den hilafet aldığını belirtmiştir.

Şeyh evinin arkasında ve sokak üzerindeki hazirede üç kabir bulunmaktadır ki şunlardır:

1227 (1812) tarihinde vefat eden İzmiri Yeniceli-Zâde esSeyyid el-hac Ahmed Ağa'nın kızı şehmâh Hanım. Kabri lahit şeklindedir.

1228 Za. 5 (30 Ekim 1813) Yeniceli-Zâde es-Seyyid el-hac Ahmed Paşa'nın zevcesi Fatma Hanım. Muşteşem lahdi dağılmış durumdadır. şahidesindeki kitabesi onaltı mısradır.

1301 (1883) Tarikat-i aliyye-i Rıfaiyye'den, Asakir-i Hümâyun'dan işbu Dergâh-ı Nakşibendi muhiblerinden el-hac Mehmed Efendi.

Tekke, 1920 senelerinde mükemmel bir surette tamir edilmişse de sonradan harab olmuş ve 1983 tarihinde tekrar onarılmıştır.

Kaynak: (M. Tahir, Osm. Mel. Meral Yay. 1/188 Selami Ef.) (M. Tahir, Aydın Meşahiri, İzmir 1324 S: 14) (Sefine-i Evliya 2/159 Aynı eser, Seha Yay. 1/143) (İsi. Ans. 1/245 Akif Paşa) (Osm. Arş. dairesi, Kepeci Tas. Nüfus Def. No: 6290/1 S: 290) (Ergun, Türk Musikisi Ant. 476-547-578-610-641-692) (Saliha Sultan Düğünü, S: 13/b) (Z- şükrü, İst Tekkeleri, Haz. ş. Akbatu, İsi. Med. Mec. Sayı: 5/94)(Si. Osm. 3/53 Selâmi Ef.) (Cev-det Tarihi, Üçdal Neş. 8/185-204-208-210 ve devamı) (G. Oğulukyan'ın Ruznamesi, 111. Selim, IV. Mustafa, II. Mahmud. Ter. eden Anddeasyan S: 6-8-9-56) (İ. H. Uzunçarşılı, Alemdar Mustafa Paşa S: 195) (İst Beledi-yesi İhsaiyat Mec. 1328 S:20) (Osman Bey, Mec. Cevami 1304 C: 2/6 No: 12) (1256 Tarihli Tekkeler Listesi SO 6) (Mec. Tekâya, İst 1307 S: 7) (Osm. Arş. Evkaf Def. III. No. 22602)

Eyüpsultan'a Değer Katan Markalarımız